Powered By Blogger

23 Ağustos 2015 Pazar

Resme Yansıyan Çizgilerim *

          HİÇ BÜYÜMEDİM Kİ

     
           Hayat ,insanı zor sınavlarla devamlı denemektedir. Bunun karşılığında da insan zamanla yıpranmaktadır. Vücudumuzdan her gün bir şeyler kaybediyoruz.Bu şartlarda dahi eskisi gibi yaşamaya devam  eden.Soran olursa da:Ben kendimi genç hissediyorum cevabını veren çok insan görmüştürsünüz.  


           

          Zaman, alıştığımız her şeyi zamanla ayağınızın altından alıverirmiş.Karşılığında bize  tecrübesini emanet eder.Bunu her yaş için bir çizgiyle yüzümüze vurulmuş.Bu söz öbeği aslında kötü bir sonuç değil bence. Ne yapacağını bilmeyenler vardır.Ama bu işlerde saçını, sakalını beyazlatanlar , bu işin sadece görünen yüzü olmuşlardır.Ben şunun altını çiziyorum.Yaşlanmak insanı sadece fiziksel yönden kısıtlıyor.Yoksa her insan nefesi tüketene kadar  ruhu hala genç ve kudretlidir.


          Çok bilimeyenli bir hayat serüvenidir ömür denilen yol.Fantastik ve akla zarar sorular gelir insanı uğraştıran;insan bu ödevleri yaparken,zamanın kendine yeni bir rol biçtiğini farkedemeyebilir.Bir de bakmış etrafındaki yaşıtlar ihtiyarlamışlar.Sanki gençlik gitmiş, çocukluk evresine geri dömmüştür insan.Buna rağmen her yaşın kendine özgü bir güzelliği olduğunu düşünüyorum.  


             İnsan saygı duyurması gereken bir varlık olmuştur.Hem de yaratıldığı ilk günden beri.Tecrübe denilen güç insana tarih boyu şans getirmiştir.Bunu başarmak için de insanın zamana ve bilgiye ihtiyacı olmuştur.Yaşlanırken,kaybettikleriminin geri gelmesi için çalışırmıştır insan.Ama fazla bir şey yapamamıştır.Anlıyoruz ki ömrümüz istediğimiz kadar uzun değil.Ama sevdiklerimizle yaşlanacak kadar değerli olduğunu hissediyoruz. 



             Yaşlanmak aslında çocukluğun geri döndüğü bir dönemdir.O yüzden insan şunu diyorsa yaşlamıştır:Ben,hiç büyümedim ki.Bu söz insanın kendine söylediği pembe yalanlardan oluşmuştur.



               İnsan yaşlanır.Geriye bıraktığı saygısı,sevgisi kalır.Bunu yapabilen insanlar başarıya ulaşmıştır.Yoksa insanın görünüşünün değişmesi veya gücünü kaybetmesi önemli değildir.

              Herkese;bir gün bizimde yaşlanacağımızı,büyüklerimize saygıda kusur etmemiz gerektiğini hatırlatırım.
       
               Sevgi ve saygıyla...Kendinize iyi bakın..... 
               





            
                                          


















































14 Ağustos 2015 Cuma

Tercihlerin Yaşamızdaki Yeri *


                                SEÇ VE YAŞA
 


Yaşadığımız olaylar bazen bizde büyük etkiler bırakabilir. Sizde bu olayın içinde etki sahibi olmak istersiniz bazen.Oyuna sizin şekil verdiğinizi düşünmek size  haz veriyor.Ama yaptığımız tercihlerin bizi nereye götüreceğini her zaman bilemeyiz.İşte bunun cevabını okuduklarınızı yaşayarak bulacaksınız.



             
                  Küçük yaşta bile seçimlerimin bir çeşiti yoktu benim hayatımda.Yediğim yemekten, oyuncağıma kadar vs....Aklıma gelmezdi aslında.Hayatın hazırlık sınıfında ilerliyormuşum sadece herkes gibi. Ailem önce herşeyi benim için seçerdi. Ama bu tercihleri çok hor kullanıldım. Niye bilmem ama, insanın kendi sevdiği seçimlerinden oluşan bir dünya daha kalıcı oluyor. Hayallerimizin ülkesini bulmaya çalıştık. Ama hep    doğduğumuz yerde kalmayı seçmek zorunda kalanlar birisi olmuşuzdur.


                  Yollar ve mesafeler insanları ya ayılmıştır yada birleştirir. Bu da hep insanlığın seçimi olmuştur.Yaşadıklarımız geçmişimizin  bir yansıması olduğunu söylemek isterim.Hiç mi suçlamıyoruz yaşadıklarımız için başkalarını?Böyle düşünüyoruz ama, sessiz kalmayı seçiyoruz.Teoriler çoktur ama uygulayanlar pek azdır. Ben seçtim, benim yolum demeli.Sonra yaşadıklarına katlanmalı insan.


         İrademizin bize verdiği güçle kararlarımızı almak isteriz.Ama insan sadece seçtiği yol kadar ilerliyebiliyor. Her yol ayrımı insan için bir dönüm noktası oluveriyor.Burda kendi hislerimize güvenmeli ve yaşanmış tecrübeleri dikkate almalıyız. Seçimlerimizin arkasında durmasını ve yaşadığımız her şeyin telafi edilemeyeceğini bilerek işe başlamalıyız.Riskler bizi korkutmamalı. Aksine daha istekli bir hale sokmalı.



     Hayatın zorlu yollarında giderken, dönmemiz gereken sapakların farkında olalım. Zamanımızı ve gücümüzü yanlış seçimlerle tüketmeyelim.Unutmayalım ki neyi seçersek, onu yaşarız.Yaşamak güzel, seçimlerimiz bizi yanıltmamışsa.



        Seçtiğinizin bir yaşama şekli olduğunu ve her yaşamın kıymetli olduğunu aklınızdan çıkarmayın.Iyi seçin, mutlu yaşayın.Kendize bir iyilik yapın lütfen.Sonra ki yazımda görüşmek üzere!.......

7 Ağustos 2015 Cuma

Toplumsal Yaşam İçinde Biz *

                                                                                                                                                                                 ALGISAL  YAŞAM          

                                         



                Hayat insanı bazen yalnız bırakılya.Niye?Başkaları gibi   oynamıyordunuz oyunu çünkü.Kural denilen bir sürü çelişki içinde kafanız dönmüştür..Gördükleriniz size hiç uymuyordur.İşte bu gibi şeylerin hepsi algıların insanı farklılaştırmasını ve birbirinden ayrı yaşamları paylaşmasını  sağlamaktadır. Algılar insanı bazen yanılgı içinde yaşamasına sebep olmaktadır.Peki algımızın bize oyun oynamasını biz mi istiyoruz?Yoksa toplumun bizim için sunduğu algıları mı benimsiyoruz?



               Hayat, okul yıllarında herkes için eşit başlar.Kimi doktor,kimi polis veya öğretmen olmak ister.Düşülen meslekler insanı sadece topluma benzetmektedir.Oysa insanlık sadece bugün için gözde olanı değil.Yarın neyle uğraşması gerektiğini de bilmelidir. Algı; insanın hissettiğini, etrafındaki malzemeleri kullanarak şekil verdiği bir tarzıdır, bence. Herkes aynı şekilde istediği sonuca varmayabilir. Çünkü her insanın bu dünyaya geliş  sebebi    aynı olsaydı: Kimse taşı taş üzerine koymazdı.        



           

    Bu dünya bir otobüs olsaydı.Herkesin penceresinin farklı yerlere açıldığını görüldünüz. Fakat bu kadar pencerenin aynı amaca hizmet etmesi biraz düşündürücü. İnsan çevresini nasıl algılıyorsa çevresine ve cisimlere öyle isimler verir, hatta nerde kullanacağını bu şekilde karar verir.
             
  
   
                   Bardak misali; kimisi su var der.Kimisi ise tersini söyler.Aslında iki bakış tarzı da doğru olabilir.İşin özü şu; toplum hangi düşünceye ihtiyaç duyuyorsa, o an için onun düşüncelerini benimseyecektir.Bu da özümüzün ve toplumsal ihtiyaçlarımızın algılarımızı şekillendirdiği anlaşılmaktadır.                   


       
      Unutmayın, algı denilen duygu herkeste farklı işler.Kendi ihtiyaçlarınızı başkalarının
algısına kurban etmeyin.Çünkü siz değerlisiniz.